1982 İstanbul doğumluyum. Endüstri Ürünleri Tasarımcısıyım. Özel bir şirkette Ar-Ge uzmanı olarak çalışmaktayım. 2013-14 sezonundan beri MSSK’da sutopu oynuyorum. 2001-2012 yılları arası aralıksız A Milli takımda oynadım. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, film ve dizi izlemeyi, bisiklete binmeyi ve seyahat etmeyi severim. Vakit bulursam konsol oyunları oynarım. Evliyim. Bir kedi sahibiyim.
Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra öğrenim hayatıma İstanbul Teknik Üniversitesi’nde devam ettim. Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nü bitirdim. Üniversite öğrenimim sırasında İngiltere’de Sheffield Hallam University’de bir dönem Erasmus değişim öğrencisi olarak okudum.
1990 yılı yazında, ailemin enerjimi yararlı bir şekilde harcamamı sağlamak amacıyla okula gelen bir broşürle İYİK’te sutopuna ve yaz okuluna başladım. Yaz sonunda sutopunda devam etmeye karar verdim. İlkokulda, sutopunun yanında satranç ve hentbol oynayıp, özellikle satranç da İstanbul ve Türkiye’de önemli başarılar elde ettim . Ayrıca sutopu çok yoğunlaşmadan evvel kayak yapıyordum. Şu anda sutopundan kalan vakitlerimde ise triatlonla ilgileniyorum.
İYİK’te 15 yıl, ENKA’da 2 yıl, Deniz Kuvvetleri Gücü’nde 1 yıl ve Heybeliada’da 4 yıl oynadım. 2009 Avrupa B Şampiyonası şampiyonluğu. 2005 Universiade 3.’lüğü. Bir çok uluslararası turnuvada şampiyonluk. 3 Türkiye Ligi Şampiyonluğu yaşadım. Başarının kriteri ülkemizde salt şampiyonluk olarak görülmekte ve insanlar büyük yanlışlara düşmektedir. Bu işe ayrılan bütçe, eldeki insan gücü, sezon içinde yaşananların başarının ölçülmesindeki en önemli kriterler olması gerekir. 2010 Avrupa Şampiyonası 10.’luğu ya da son 2 sezondur MSSK ile play-off oynamamız başarılı sonuçlardan bazılarıdır. Aldığımız bütün başarılı sonuçların arkasında ise sistemli, istekli, disiplinli şekilde çok çalışmak yatar.
MSSK, 2012 sezonu sonunda bıraktığım sutopuna, hedeflerimiz aynı olduğu için geri dönmemi sağladı. Ayrıca son yıllarda Milli Takımda önemli başarılar kazandığımız arkadaşlarımla beraber Türkiye Ligi’nde savaşma şansı verdi.
Kendimi 10 yıl sonra bu sporu yapan genç arkadaşların daha da iyi yerlere gelmeleri için çaba harcayan, MSSK’da ve TSF’de onlar için çırpınan bir ağabey olarak görüyorum. MSSK’yı ise, yeni tesislerinin de açılmasıyla, sadece Türkiye’de değil Avrupa sahnesinde de adından söz ettirmeye başlamış, sporcu makinesi bir kulüp olarak görüyorum.